Hikayelerim

Mittwoch, 14. November 2007

Almanya yolu

Liseyi bitireli bir yıl olmuş fakat üniversite imtihanlarından yeterli puan alamadığım için bir okula girme imkanım olmamıştı.O sıralarda Türkiyede siyasi ortam çok karışıktı,her gün mutlaka insanlar öldürülüyor,saldırıların ardı arkası kesilmiyordu.Akrabalarında ısrarıyla babam karşı olmasına rağmen beni Almanyaya götürmeye razı olmuştu.
Işlemleri tamamlanmış pasaportumu almıştım,Avusturyada çalışan ve gene izine gelmiş olan komşu köyden babamın tanıdığı iki kardeşin arabasıyla Almanyaya gidecektik .benimle beraber beş kişi kuçuk bir renaul 5 marka arabayla yola çıktık.Şubat ayının son haftasıydı ve kar alabildiğine yağıyordu .
Gece saat oniki sıralarında Elmadağına tırmanırken yolda kalmış arabalar,hala kayan ve onu durdurmaya çalışan kamyon şöförleri,yolda kalmış arabalara yardım ederek bir kaç kuruş harçlık kazanmaya çalışan yol kenarındaki köylerden gelen insanlar görüyorduk.Tabi bizde yolun bir yerinde takılıp kaldık .ordan iki genç arabanın ön kısmına oturarak ağırlık yapıyor babam ve diğer arabadakıler de arabanın arkasından itiyorlardı .araba yukarıya çıkınca önde oturan gençler geri dönerken ,o sırada arabanın biraz gerisinde kalan babam ve diğer arabadakilerin yanından geçerken ;“anasını avradını ...... şöförü o kadar yardım ettik beş kuruş vermedi „diye söylenerek geçmişler .tabi gece olduğu için sanki onların olduğunu bılmeden konuşuyorlar gibi yapmışlar.Şöförün kardeşi ve diğerleride utancından seslerini çikaramamışlar.Arabaya gelince anlattılar herkesi bir gülme krizi tuttu tabi ,adamlar haklı olduğu için küfürü hak ettik dediler.
Boluya yaklaşırken Babam ve diğerleri konuşma arasında benimle ilgili bir işlemi unuttuğumuzu fark ettiler,ve mutlaka yapılması gerektiğini yoksa Almanyaya gidemeyeceğimi söylediler.sonra akıllarına Boluda yaptırmak geldi ve yoldan ayrılarak Bolu il merkezine doğru yola koyulduk.tabi benim var olan heyacanım dahada artmıştı.eğer işlemi Boluda halledemezsek geriye dönmek zorunda kalacaktık ama sorunu hallettik ve Istanbula doğru tekrar yola çıktık

Istanbulda bir gece köyden bir akrabanın yanında kaldık .,sabah erkenden de yola çıkarak kapıkuleye vardık.Pasaport kontrolundan geçtikten sonra sanki başka bir gezegene gidiyormuş gibi farkına varıpta ne olduğunu anlayamadığım garip duygularla ayrıldım ülkemden.

Ilk ayrilik

- Mayıs ayında okullar tatil olunca,kardeşim ve ben babaannemle birlikte, Karedenizin o nemli ve bunaltıcı sıcak köy havasından tertemiz serin yayla havasına giderdik.Biz yaylaya vardığımızda çiçekler yeni açmaya başlar kuytuluklarda daha karlar olurdu. Yıkılgit çiçekleri (bir çesit çiğdem)açmaya baslayınca, geri dönerdik ,bu çiçekler sonbaharda yani göç zamanı geldiğinde açtığı için bu adla anılıyordu .Yayladan dönen çocuklarla köyde kalan çocuklar hemen belli olurdu.Köyde kalan çocukların yüzleri solgun ve beyaz ,bizim yanaklarımız ve burnumuzun üstleri soyulur kırmızı bir hal alırdı.
- O zamanlar babam Almanyada çalışıyordu.Zaman olarak tam hatırlamıyorum ama bizi yaylaya ziyarete gelmiş, tabiki çok sevinmiştik. Bu ziyarette neler yaptık neler oldu tam hatırlamıyorum ama en iyi hatırladığım yeri ayrılık vaktinin gelmiş olmasıydı.Yayladan köye dönmek için araba beklemek üzere obamızın hemen alt yanından geçen yola indik,bu arada ben babamın kucağında ona sıkıca sarılmıştım,Beni onun kucağından almak için para veriliyor,babamın tekrar geleceği ,bana oyuncak vs. getireceği söyleniyordu,ama benim babamın kucağından inmeye hiç niyetim yoktu dinlemiyordum bile onları.
- Uzaktan bir araba gözüktü,yaylaya fazla araba gelip gitmediğinden her gelen arabada yer olup olmadığına bakılır,hangi vasıta olursa olsun yer varsa binilirdi.
Araba durdu ,bir kişilik yer vardı.Babamın kucağından beni kim aldı bilmiyorum ama babam arabaya binerken ben arabanın sahibine,o çocuk yaşta bildiğim ne kadar küfür varsa sıralıyordum “babamı nereye götürüyorsun” diye.Bu küfürler araba gözden kayboluncaya kadar sürdü…
Bu benim bildiğim ilk ayrılığımdı.çocuk yüreğim çok çabuk öğrenmişti bu duyguyu ve yıllar boyu sürecekti bu ayrılıklar…

Gecenlerde bir gece agladım sebebsiz yere
Bedenimi teslim alan grip belliki yormustu kalbimide
Kimseler görmedi sahidim yok,yorganım vardı üzerimde

Babamdan ilk ayrılısım geldi aklıma
Kucagından aldıklarında beni sövmüstüm onu götüren söförün
anasına avradına gelmisine gecmisine ve sülalesine......

Ve yıllar sonra uzun bir hastalık dönemi sonunda
Götürürlerken onu yani son kez ayrılırken babamdan
Bu kez onu götüren ve söveceğim bir şöför bile yoktu arkasından…

User Status

Du bist nicht angemeldet.

Aktuelle Beiträge

Yakan top
Boztepenin eteklerinde ki Saray Mahallesinin Her okul...
yorgungurbetci - 7. Jan, 15:53
şarap
Nedendir bilmem Düşersin aklıma Daha şarabımın ilk...
yorgungurbetci - 7. Jan, 15:51
Masa
Yeniden kurulsa o masalar Otursak bir akşam diyorsun...
yorgungurbetci - 7. Jan, 15:45
Yayladan
yorgungurbetci - 14. Okt, 18:13
Ihbar
Bir aşk öldürülecek bu akşam Cinayet yeri meyhane Suç...
yorgungurbetci - 23. Jan, 19:59

Links

Suche

 

Status

Online seit 6029 Tagen
Zuletzt aktualisiert: 7. Jan, 15:53

Alle Links in Popups öffnen

alle Links auf der aktuellen Seite in einem neuen Fenster öffnen 

Hikayelerim
Şiirlerim
Profil
Abmelden
Weblog abonnieren