Şiirlerim
Yeniden kurulsa o masalar
Otursak bir akşam diyorsun
biliyorum...
Yine baş köşede sen
Gözler hep sende
Senin gözler her yerde
Araban kapıda hazır
Portakal suyu içerdi gariban şöförün
Belki Yine kurulur o özlediğin masalar.... kurulurda....
Dostların yeri boş
Bir kenarda kadehler
Giderken kırıp bıraktığın
Teli kırıktır duvarda asılı bağlamanın
Çalmaz artık sevdiğin türkü
Mezelerin eski tadı yok artık.
Meyhaneci hatırlar bir tek seni
Bir de düğün kemancısı
Unutmamıştır verdiğin bahşişi
yorgungurbetci - 7. Jan, 15:41
Bir aşk öldürülecek bu akşam
Cinayet yeri meyhane
Suç ortağı garson
Suç aleti bir şişe şarap olacak
Kelime kelime kesilecek beyaz peynir
Rüzgar esecek salatanın yapraklarında
Masadaki mum sönecek
Cinayetin en çakirkeyf yerinde
Duygular dökülecek kağıda
Katil artık duymaz olacak çalan müziği
Cinayet onun dilinde türkü olacak
Terk edilirken olay mahalli
Tüm göz yaşları silinecek
Geride hic bir iz bırakılmayacak
yorgungurbetci - 23. Jan, 19:59
Bakınca yüzümün karalığına
Gökyüzü maviliğindeki gözlerinle
Tüm kapılarına kilitler vurup
Sınırlar cekme telli dikenli
Vizeler koyup catarak kaşlarını
Ne dediği anlaşılmaz bir dil gibi
Kaçırma gözlerimden bakışlarını
Yüzümün rengi bahtımın karalığından değil
Beni size satanların utancından
Caresizliğinden sahipsizliğimin
Oysa kirçiçekleri açıyor gönlümde
Binbir rengine karışmış tabiatın
Haydi durma gir gözlerimden içeri
Sınırsız vizesiz olmasada pasaportun
yorgungurbetci - 23. Jan, 19:57
Gün dogmadan cıkmalısın boztepeye
Ciseler altında fındık bahcelerinin
Sessiz uyumasını görmelisin
Daha sisler dagilmadan
Karadenize bıcak gibi giren
uzanmıs yatan canik daglarının
Aralarında akan sirin derelerin
Sırıltılarını duymalisin
Tarlaya sacılmıs mısır taneleri gibi
Birbirine uzaktan bakan köy evlerinin
Bacalarından yükselen dumanları
Ve birbiriyle yarısarak sabahı müjdeleyen
Horozları dinlemelisin
yorgungurbetci - 23. Jan, 19:57
Dagları dumanlı
Sehirleri suskundur karadenizin
Insanları acıya sabırlı
Sevdaya tezcanlıdır
Bir göl kadar sakin
Fırtınası karadeniz kadar korkunc olur
Cocuklarının cogu yüzme bilmez
Korkarlar sevgisinden karadenizin
Alır koynuna
kimbilir hangi seherde
Hangi sahiline bırakır
Cocugun kus sevmesine benzer sevgisi karadenizin
Sıkıca tutarken avuclarında
Bilmez canımızı yaktıgını
Cocuklugumun gectigi
Daracık eski Ordu sokaklarının
Bütün caddeleri denize cıkar
Ne yana gitsen kokusunu duyarsın
Sanki hep yanıbasındadır
Bu yüzdendir hep
Gittigim sehirlerin
Bir yanını deniz sanırım
Simdi burada senden uzakta karadenizim
Yirmikusur yıl tükeniyor
Bilmiyorum ama dostlar
Beni deniz cekiyor
yorgungurbetci - 23. Jan, 19:50
Evet elveda bu gün seni terk ediyorum
Bundan yirmi sene önce bir aksam üstü baslayan maceram burada bitiyor
Arkama son kez baktigimda ömrümün yirmi yili
Gözlerimin önünden bir film seridi gibi geciyor
Tahliye olmus bir mahkum sevincini yasiyorum
Ve sancisini ayriligin
Unuttum yabanci oldugumu cogu zaman bazen sen unutturdun
Ama ne kadar sana benzesem,nekadar sen olsamda
Degistirsemde nüfus kagidimi, pasaportumu
Degismedi kara olan rengi ne sacimin ne kaderimin
Her kavsakta önüme dur levhasi gibi cikip
Sen yabancisin “dedin
Genede kirilmadim sana evet ben bir yabanciydim
Ama hep zoruma gitti ,utandim
Iyi ve baska bir yabanci oldugumu kanitlamak zorunda olusumdan
Senin icin bir seyler yaptim saniyorum aldiklarimi ise hakettigimi
Yollarinda yürüdüm emek verdim fabrikalarinda
Izler biraktim sana gazete sayfalarinda ve anilar dostlarin hatirinda
Sana veda ederken dostca ayriliyorum
Gidisim sana küsüsümden degil yarim olusundan hep yüregimin
Bana bakan gözlerin, hep bir yabanciya bakmasindan
Dogup büyüdügüm topraklar kokan annemin
Ve altinda yatip uzandigim agaclarin cocukluk yillarimin
Dumanli yaylalarin yani diger yarisi yüregimin…
Hep orda olmasindandir
Sana biraktim gencligimi,asklarimi
Ben sadece anilari aliyorum
Elveda almanlarin yurdu Deutschland
Hosca kalin dostlarim düsmanlarim hosca kalin
yorgungurbetci - 14. Nov, 21:46
Yorgunum ama yasamaktan degil
Yürüdügüm yollari asmaktan degil
Vardigim yerlerde yanlizim simdi
Geldigim yer son durak degil
yorgungurbetci - 14. Nov, 21:40
Seni beklerken geçiyor ömrüm
Saati durmuş bir tren garında
Sefer sayısı belirsiz gelip geçer trenler
Haberin olmuyor,bilmiyorsun uzaklarda
Her geçen gün kayboluyor izlerin
Otlar bitiyor arasında anıların
Müteahite veriyorum
Ömrümün son durağında ne varsaı
Parça parça alıp gidiyor ustalar
Caresiz seyrediyorum
Seni beklediğim bu yerde
Hoyrat binalar yükseliyor
Ne bir ağaç ne de gölgesinde anılar
Alıp başımı gidiyorum
Duraklar kuruyorum gönlümde
Saatleri hep geceye ayarlı
Açılışı bir brdak şarapla yapıyorum
Yavaş yavaş hazırlanıyor yolcular
Hüzünlü bir anons duyulur
Binlerce tren gelir geçer geceden
Sen yine gelmezsin
Her giden trenle hep giden sen olursun
Hiç bir tren gecikmez
Hep zamansız gider gidenler
Toplar masayı garson
Bana aittirtir masadaki hüzünler
Ömür denilen bu durakda
Yavaş yavaş kapanıyor ışıklar
Gelir gecenin bekcileri
Evine gider evliler..
yorgungurbetci - 14. Nov, 21:34
Uyanirsin bir gurbet sabahinda
Garip bir duman gönül daginda
Dudagunda bir ayrilik türküsü
Nedendir bilinmez annen gelir aklina
Yaraliyam degme degme degme
Gülümün budagin eyme(azeri türkü)
yorgungurbetci - 14. Nov, 21:31
Sen bu satırları okurken, ben nerde olacağım kim bilir........
Son oyun
Yok be,nerede olabilirim
Yoldayim ama bir yere gidemedim
hayat okulunda sinifta kalmisim
Hal ve gidisat berbat
Hayatbilgisi ögretmenim dediki "eskiye göre uslanmisim.
Evden biraz uzaklasmisim
Bir gönül gurbetindeyim
Annem diyorki"hava karardi artik eve gel"
Bu son oyun anne söz,biter bitmez evdeyim.
yorgungurbetci - 14. Nov, 21:27